Gönül Kıvılcım on yıllık bir aradan sonra yazdığı ikinci romanı Babamın En Güzel Fotoğrafı'nda köklerini arayan bir kadının belleğinden hüzünlü ve sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor okuyucusunu. Kimsenin hasarsız atlatamadığı bir dönemi büyük bir duyarlılıkla canlandıran Kıvılcım iyi hikâyenin gerçek hikâye olduğunu kanıtlıyor; en azından onu okuyanlar için..
Kökler.
Buğdayların kökleri var tıpkı insanların olduğu gibi. Burada ırmak kıyısında söğüt ağacının altında oturmuş onları hatırlamaya çalışıyorum köklerimi. Dallarıyla göğü kucaklayan söğüt ağacının kıpırtılarını takip ediyorum ve o ağaçtan düşen mekik şeklindeki sarı yaprakları. Dünyayı unutmak için daha kaç yaprak gerekir? Cevap: havada dönerek yere düşen bir yaprak. Bir tane daha. Yaprak yağmuru bu. Elim kolum bağlı yaşlı söğüt ağacının yapraklarını kaybedişini izlerken burada ölebilirim diye düşünüyorum. Doğduğum topraklarda ölümden korkmuyorum.