Cem Sultan'ın zehirlenmesine neden olanlardan hiçbiri tatlı yatağında can vermedi.
...
Napoli Kralı Sultan Cem'in bütün eşyasını Mısır'daki varisine gönderdi. Fakat tarihin garip bir cilvesi hava muhalefeti yüzünden gemi Türk sularına girdi. Merhumdan kalan eşyalar Divan'a teslim edildi. Sultan Cem'in eşyası kitap elbise at ve şahsi birtakım eşyalardan ibaretti. Cem'in terbiye ettiği papağan da bunların arasındaydı.
Cem'in emektar imamı bütün eşyayı aldı. Topkapı Sarayı'na geldi. Hepsini Divan'a teslim etti. Herkes müteessirdi; merhumun eliyle beslediği papağanı da kendini tutamadı. Acıklı bir feryat kopardı. Divan-ı Hümayun'un kubbeleri altında ağlar gibi hazin bir ses yükseldi:
"Allah Sultan Cem'e merhamet eylesin" deyince sarayda gözyaşlarına boğulmayan kalmadı.
...
Onüç yıl süren sürgün hayatında güzel kadınlara olan zaafı yakışıklılığı duygusallığı mert yüreğini gölgeleyememiştir.
İslamiyeti korumak uğruna vatanına asla ihanet etmemiş topraklarına kavuşma şartı karşılığında dahi İsa'yı Tanrılılaştıranlarla işbirliğine girmemiştir.
Cem Sultan Osmanlı tarihinde pek sık rastladığımız şekilde taht kavgası ihtiras ve kardeş düşmanlığının diyetlerini ödemiştir. İnce duygularının esiri olan Şehzade melankolik haliyle taht hırsının örtüşmemesinden doğan ruhsal bozukluklar içinde yaşam sürmüştür. Halbuki Drakula'nın süt kardeşi olan babası öyle midir? Yedi yıl içinde ülkeler fethetmiş saltanatlar devirmiş bir çağ kapatıp yenisini açmamış mıdır? Ağabeyi Beyazıd'la ülkeyi paylaşmanın ne sakıncası vardır?
Tarihe kuvvetle ışık tutmak elinizdeki bu eserle gerçekleşecektir.
Almıla Erdem