Yağmur nasıl da güzel tüm günahları yıkıyor gibi... Meteoroloji rahmet yağacak demişti yine haklı çıktı. Çay şiire karışsa bu gece ve pişmanlıkları o balkonda ertelesek şemsiyeler aramıza girmese arınsak geçmişimizden... Sokak lambasının gözünde büyüttüğü damlaları izlesek... İç geçirsek... Olmadıları boşversek ve ağaçların bayramını kutlasak... Avucumuzu açıp hangi damlaların bizi seçeceğini merak etsek sonra çocuklar gibi sevinsek...
Ama şu karşı tepede yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu da gerçek. Bir homurtu yankılanıyor apartmanlar arasında ve bir söylenti ıslak ıslak dilleniyor damlalarca.
Sanırım gökyüzü sinirlerine hâkim olmayı öğrenemedi çabuk parlıyor yine. Bakın ara ara nasılda aydınlanıyor karşı tepe. Elinde fincanı ve kayıtsızlığıyla gökyüzünü izleyen bunu yaparken de diz kapaklarını eski kalorifer peteğinin arasına sokma uğraşı gösteren umursamaz bir yüz var. Kendine güvenmeyen sahibinin acımadan sünger çektiği çolak bir pencereden dışarıyı izlerken durum değerlendirmesi yapıyor. Ters giydiği pijamasını önemsemeyen binlercesinden herhangi biri olan ya da olmayan bu karakter içerden gelen ''başladı'' sesiyle uzaklaşıyor ruhundan.