Kürtçede tasavvuf edebiyatının bir şaheseri sayılan Melayê Cizîrî'nin divanını anlamak ve ondaki derin ve lâhutî mana iklimine girebilmek için sadece Kürtçe dilini bilmek elbette ki yetmez. Çünkü geniş ve derin bir ilme keskin bir marifete zengin ve coşkun bir aşka sahip olan Cizîrî'nin şiirlerinde tarih felsefeestetiktasavvufbelâgatnahiv astronomi gibi fizik ve metafizik konular iç içe geçmiştir. Ancak Mela bütün bunları varılması ve ulaşılması gereken bir noktaya doğru yöneltirasıl maksuduna ve matlubuna hizmet ustalık kazanır.