Bir kadın!
Düşeyazdı...
Yarına dair kurduğu düşleri ilmek ilmek örerken her nefes alışında geçmişiyle yüzleşmeye mecbur ediliyordu sanki. İnatla bütün hayal kapılarını zorladı Berrin. Olmadı.
Sonunda narin bedenini bilinçaltından hortlayan yaşanmışlıkların akışına bıraktı. Kendi kimliğine açtığı savaşta galip gelebilmek adına psikoloji eğitimi alırken kalbiyle beyni arasındaki gelgitlere mağlup oldu.
Güçlü kadınlığının altındaki öfke üstündeki insanlık yaşamın karelerine takılı kalmış umut ve umutsuzluk... Yılmadı.
Berrin'in geçirdiği evrimi itinayla sergileyen yazar hiçbir mesaj kaygısı taşımıyor. Her şeyi özgün dokusunda irdelememiz manasına gelen doneler iliştiriyor zihinlere. Kadına dair bilinen paradokslarla bilinmeyen denklemleri izaha cesaret ediyor. Söz dilden ok gibi fırlamışsa elbette ki mevcudiyetine ait hedefe er ya da geç ulaşır diyor.
"Kadını kadından daha iyi anlatan bir roman. Bana derler ki: 'Hadi kadınları anladıkerkeklerin iç dünyalarını nasıl yazıyorsun?' Ercan Akarsu bir kadının içselliğini nasıl bu kadar güzel yorumluyor peki? Şiddetle tavsiye ediyorum."
-Demet Altınyeleklioğlu-