"Oğluma Hikâyeler" yazmayı daha 1972'lerde Selimiye'de düşündüm. Devrimci öze sahip bir sanatçı oğluna devrimci bir miras bırakmalıydı. Bu konuda başarısız yarım güvensiz çeşitli çalışmalar yaptım. Özü biçimi ve sonuçtaki tatları bir türlü doyurmadı beni. Yazdıklarımı düşündüğüm içerik ve biçimle uzlaştıramadım.
İstiyordum ki hikâyelerimi okuyan insanlar etkilensinler düşünsünler ve değişim doğrultusunda istek duysunlar. Bu değişim duygusunun hayata geçirilmesi devrimci mücadelemizi zenginleştirsin.
(Önsöz'den)