Varoluş Yok Oluş Osmanlı'nın son zamanlardaki savaşları ve önemli olayları yansıtırken sıra dışı olayların izinde aşk hayat ve gerçekliğin sınırlarını sorguluyor. Hayatın kuralı olan süreklilik bizlere değişerek devam edebilme fırsatı sunuyor.
"Bilinenle bilinmeyeni ayıran ince çizgi ikisinin arasında gidip gelmek için kullanılır. Hayatın göründüğü kadar olmadığını sezeriz de ona kapı aralığından geçercesine süzülüp ulaşabileceğimizi bilmeyiz. O aralıktan bakabilmiş olmam iyi saatte olsunların hikâyelerini geceleri masal olarak dinlemekle mi ilgiliydi?
Yoksa onların tersine gelme korkusuyla mı?
Giysilerimin görünmeyen yerlerine iliştirilmiş muskalar mıydı nedeni?
Nazara karşı üzerlik otu yakılırken dumandan yanan gözlerimi çok kısmam m?
İmparatorluğun son zamanlarında doğmuş yüz yılı geride bırakmış ve yaşlanmamış olan ben gerçek aşkın ölmeyeceğine tanıklık ettim."