Bir insanın veya toplumun mensubu bulunduğu ırk sebebiyle diğer insanlardan üstün olması fikrine dayanan ırkçılık düşüncesi hangi açıdan bakılırsa bakılsın gayr-ı insani ve gayr-ı ahlaki bir yaklaşımdır. Tarih boyunca toplumları bölüp parçalayan devletleri yıkan insanlar arasında kin ve nefret tohumları eken önemli etkenlerin başında ırkçılık gelir.
Özellikle XIX. yüzyılda zirveye ulaşan bu fikir; en kanlı ihtilallerin en alçakça cinayetlerin meşruiyet temelini oluşturmada etkin bir yol olarak kullanılmıştır.
Diğer taraftan dinimiz İslam her türlü sosyal ve siyasi farklılığı ortadan kaldırmış inananlarına üstünlüğün yalnızca Allah'a bağlılıkta olduğu düşüncesini telkin etmiş bir dindir. Irkçılığı en ağır ifadelerle kınamış ve bu düşünceyi cahiliye döneminin bir pisliği olarak nitelendirmiştir. İnsanlığı aynı anne ve babadan dünyaya yayılan bir aile olarak kabul eden İslam insan olması hasebiyle her bireyi diğerinin kardeşi sayarak onları eşitlemiştir.
Irkçılık hangi toplum ve ırk adına yapılırsa yapılsın İslam'ın şiddetle reddettiği nefretle kınadığı bir fikir ve eylemdir.