Lefteri üç gün toprak altında kalmıştı... Sırtında kırbaç izleri. Sırtı paramparça. Karnını deşip kemiğe saplanmış lakerda bıçağı.
Köpekler burunlarını toprağa vermiş en pes seslerden ağlıyor. Denizkızları bir bir gırtlaklarını kesip kayalara vuruyor diri bedenlerini.
"Ave Maria" söylüyor koro.
"Allahümme salli âlâ seyyidina Muhammed" diye bağırıyor kurbanlık koyunlar.
Karlar örtüyor eflatun şallarını köyün üstüne.
Lefteri'yi çarmıha gerdiler.
Ve o hiçbir şey demedi.
Rakılar esrarlar ağladı.
"Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasa" dedi kedi imam.
Helal ettiler haklarını.
Lefteri gömüldü.
Sevgilisi Melina Ratsis'in yanına.
Sarıldılar.
Bıçağı söktü aldı karnından Melina. Bir bir yaralarını sevdi okşadı. Gözlerini öptü. Saçlarını koparıp bedenine sürdü. Mezarın diplerine çekti Lefteri'yi. Çekildikçe su geldi çekildikçe deniz indikçe tuz geldi burnuna. Balıklar öptü gözlerini. "Derin nefes al sevgilim" dedi Melina. Son nefesini aldı Lefteri.
Daldılar derinlere derinlere. Denizkızı Melina sevdasına kavuştu. Denizin bittiği yerlere gittiler Karya mezarlarına yüksek manastırlara...
Onlar çağırmadı bu olup biteni. Bu felaket klavyeleri. Bu yarılmış kar tepelerinden fırlamış ten kokusu.
Oluk oluk.
Onlar bağırmadı.