Özlemleri anlatan bir şarkı aşk adına yazılmış bir şiir ya da savaşı anlatan bir resim hepimizi farklı duygu durumlarına sürükler. Sanatın duygusal dünyamızla ile oluşturduğu bağlam aşikârdır. Sanat hakkında düşünmeye başladığımızda farklı bir tür bilgiyi sezme durumunda kalırız. Pek çok duygu durumuna sahip insan düşüncesi en yalıtılmış durumunda bile sanatın güzel beğeni ve haz kavramlarıyla kurduğu ilişkiden haberdardır. Sanat sınırsız gözüken öznel duyumlarla elde edinilen özel bir bilgi ve deneyim alanındadır. Çoğumuz beğeniler söz konusu olduğunda ortak bir noktada birleşmenin güçlüğünü yaşar.
Sanat hakkında ilk tartışmaları antik dönem düşünürlerinden Platon (Eflatun) "güzel nedir" sorusuyla başlatmıştır. O günden bugüne dek sanat ile ilgili pek çok şey söylenmiştir. Ancak "sanat" ve "güzellik" arasındaki ilişki Aydınlanmaya dek sürse de felsefe tarihinde bu sorunun tek bir cevabını bulmak güçtür. Tıpkı felsefenin temelindeki "gerçek ya da doğru nedir" soruları gibi. Elbette felsefi estetik tarihindeki tüm soruların bu kitapta tartışılmasını bekleyemeyiz. Bizi ilgilendiren "sanat" "iyi" "doğru" "gerçeklik" ve "güzel" kavramlarının sanat ve diğer bilgi türleriyle bağlantısı örneğin; sanat ve estetik söz konusu olduğunda meydana gelen kişisel ve toplumsal farklar ve estetiğin sanat eğitim alanındaki izdüşümü gibi konulardır.