Cihan Terlan neşesini yitiren mutsuzluğa umutsuzluğa düşen ve başka hayatlara imrenen onların yerinde olmayı arzulayan öykü kahramanlarının bu dileklerini 'baht cini' ve şeytan gibi karakterleri kullanarak yaptığı fantastik dokunuşlarla yerine getiriyor.
Birbirine dönüşen karakterleri çoğunlukla konuşturarak ayrıntılara gizlediği ipuçlarıyla mizahi bir dille ve Türkçe'nin bütün olanaklarını ustaca kullanıp uzun uzun betimlemelere girmeden okuyucusunun gözünde canlandırıyor.
Öykünün ilk kahramanı her ne kadar "Burada kaderimi değiştirmekten söz ediyoruz!" diye çıkışsa da konunun özü her dönüşüm sırasında tekrar edilen "Faber est suae quisque fortunae!" -Herkes kendi kaderinin mimarıdır- cümlesinin anlamında berraklaşıyor.
İyi kurgulanmış çarpıcı iddialı bir öykü.