Dev aynanın karşısında Anna gelinliğini tamamlayan sıralı incilerine dokundu. Karmakarışık zihninde İtalyanların bir atasözünü anımsadı: "Gelinin incileri beraberinde gözyaşlarını getirir." Gözlerini kırptığında inciler kadar iri damlalar kadife gibi pürüzsüz yanaklarından yuvarlanıp ahşap zemine çarparak küçük zerreciklere ayrıldı.
Elini uzatıp birbiri ardına sıralanmış dizileri çekiştirdi. Örselenen inciler dizildikleri ipten sıyrılarak gözyaşlarından daha hızlı bir şekilde zemine saçıldı.
Tek ihtiyacı olan bir şanstı. Doğru olarak anlatılanların yaşananları gizlemek için süslenmiş yalanlardan ibaret olduğunu haykırmalıydı. Ama nasıl? En önemlisi kime? Koskoca şatoda kendisini dinlemek isteyecek birileri olduğunu sanmıyordu.
Gelinliğinin eteklerini toplayarak geniş oymalı ahşap kapıya doğru ilerledi.
Gitme zamanıydı. Geçmişi yok sayıp karanlık geleceğine bir adım attı.