İçinde yaşadığı toplumu fildişi kulelerden izleyen birinin yaşamı AnaBritannica'lardan öğrenmesi doğaldır. Orhan Pamuk'la ilgili yazınsal inceleme yapmamızın tek nedeni Pamuk'un yazım hatalarını bulmak değildi. Çabamız Nobel ödülü almış bir yazarın kitaplarını nesnel gözle incelemek ve hak ettiği değeri ortaya çıkarmaktı. Yaptığımız inceleme bize gösterdi ki yetiştiği ekini (kültürü) yerleşik söz kalıplarını sözcüklerin halk arasındaki kullanılışını ve algılanış biçimlerini bilmeyen biri nasıl da zaman zaman bilgisiz zaman zaman da gülünç duruma düşebiliyor. Gerçi buna benzer bir eleştiriyi bizden çok önce Adana'nın Seyhan ilçesinde yaptığı bir söyleşide Prof. Dr. İlber Ortaylı dile getirmişti. Ortaylı Orhan Pamuk'un bir kitabındaki anlatımsal ve bilgisel yanlışlarla dolu; "imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu" tümcesini bakın nasıl çözümlüyor.
"Bir kere namazın saati olmaz vakti olur. Saat ayrı vakit ayrı bir kavramdır. camilerde balkon yoktur minarenin şerefesi vardır. Ezanı da imam okumaz müezzin okur o da şerefeye çıkmaz içeriden okur. Bu örnekle de sabittir ki kişiler kendi içinden çıktıkları toplumu bilmeden bir şeyler yapmaya çalıştıklarında doğru şeyler yapmazlar yapamazlar."