1914 yılı Osmanlı Devleti'nin parçalandığı 1. Dünya Savaşı'nın başlangıç tarihi. 5 yıl sonra 2014 yılında bu büyük savaşın 100. yılını idrak edeceğiz. Ama bu tarihi dönemecin manasını henüz idrak ettiğimiz söylenemez.
Şimdi 2009 yılındayız ve ABD ve AB hariç dünyanın dört bir yayında onlarca yeni milliyetçilik yüzlerce kabilecilik aşiretçilik mezhepçilik cemaatçilik hizipçilik ile bunların bir büyük boyu olan uluslar ve ulus devletler arasında hiç bitmeyecek gibi görünen bir dizi kriz ve çatışma yaşanıyor.
Bu kaotik sürecin bir tek alternatifi var: Yeniden büyük bütünler inşa etmek. Eski ve tabii jeopolitik ve jeo kültürel havzalarda bütünleşmeyi entegrasyonu ortak ve kollektif politik iradelerin tecellisini teşvik etmek. ve tabii bütün etnik dini mezhebi kabilevi ayrışmaları reddetmek. Ne pahasına olursa olsun mikro milliyetçilikleri mezhepçilikleri ulusçuluğu her tür şoven ve bölücü kimlik izharını ortadan kaldırmak...
İşte 1. Dünya savaşını yeniden hatırlamanın ondan ders çıkarmanın ve 20. yüzyılın manasını idrak etmenin eşiği bu şuura sahip olmakla başlıyor. Elinizdeki kitap TRT için hazırlanan ve 2007 yılında yayınlanan 13 bölümlük bir belgesel programının metinlerinin yeniden düzenlenmesiyle ortaya çıktı. gerek belgeselin gerekse kitabın temel amacı yukarıda bahsedilen şuurun ifadesinden ibaretti.
Yakın tarihimizin bu en kritik dönemini Osmanlı'nın Ortadoğu'dan çekilişinin trajik öyküsünü gereksiz tarih tartışmalarına girmeden hala yaşadığına inandığımız bu ruhun yeniden harekete geçeceğine olan inançla anlatmaya çalıştık. Anadolu'nun her evinde gidipte dönmeyen o asil ve şerefli dedelerimizin boşuna ölmediğini anlatmak istedir. Onların emperyalizme karşı dört bucak yedi iklimde verdiği onurlu savaşın aslında hala devam ettiğini ve dövüşerek toprağa düşen her damla kanlarının bizim gerçek vatanımızın sınırlarını çizdiğini göstermek istedik.
Bütün 1. Dünya Savaşı şehitlerimize olan borcumuza karşılık mütevazı bir kayıt tutmak istedik.
Onlara olan borcumuzu ancak onların uğruna dövüştüğü ideallerin gerçekleşmesiyle ödeneceğini biliyoruz.