Memleketin meselesini kendi meselesi edinmiş genç bir yazarla tanışıyoruz. Bizi bu topraklarda çoğu kişinin farkına bile varmadığı insanlarla tanıştırıyor yüzleştiriyor; sancılı coğrafyaların yaralı insanlarıyla. Var olsun kalemi yazmaya devam etsin diyorsunuz.
Selman Kayabaşı
Serzeniş keşke adı gibi şiddeti oldukça düşük bir sitem bir sızlanış olsaydı. Oysa İbrahim Güler'in bu güzelim romanı bizi hayatın en somut hallerinde özellikle de 'terör'ün her şeyi kül eden ateşinin yalımlarında gezdiriyor. Hikâyeyi bitirdiğinizde ölen çıldıran ifadesi donan dağılan o zavallı kişiler gibi biz de çıldırmanın sınırında derin bir acıyla kıvranıyoruz. Güler içeride ne kadar 'yaşamak için daima güzel bir neden vardır' dese de hayatın baskın yanının acı olduğunu daha doğrusu acıların dünyadan büsbütün kaldırılamayacağını belki birazcık tahammül edilebilsin diye acıların yüzüne tebessüm sürüldüğünü gösteriyor. Samimi bir anlatım temiz bir dil sadeliğine koşut biçimde oluşan bir kurgu... İbrahim Güler'den Serzeniş gibi daha nice nice acıtıcı düşündürücü sahici hikâyeler okuyacağımızı şimdiden söyleyebilirim.
Sadık Yalsızuçanlar
Roman ilerledikçe sizi de alıp bir yerlere götürüyor! Bu yer hem kendiniz hem de çevreniz sorgulamanız gereken olaylar ve gerçek dünya! Hayat daha güzel olabilir mi? Öldürmeden çıldırmadan yaşamak zor mu? Aslında değil! Ama gelin bunu romanı bitirdikten sonra bir daha düşünelim! Güler'in bu romanını bitirmeden uyuyamayacaksınız! Bitirdiğinizde de uykunuz olmayacak!
Mürvet Sarıyıldız
Çok başarılı oldukça derin ve de bilgece. Sayın Güler'in insanlığa dair tespitleri mükemmel. O'nun gözüyle hayata bakabilek heyecan vericiydi.
M. Mustafa EMLİK