Halit Kakınç okuru yoğun akıcı ve sağlam bir tarih ve sosyoloji bilgisiyle buluşturuyor. Daha da çarpıcı olanı yapının içinde Metafiziğe Parapsikoloji'ye ve UFO'lara -hatta Arkeo-Astronomiye de yer veriyor olması... Tüm bu konuların tek bir kitaba sığdırıldığını pek görmedim. Batıda birkaç örneği olsa da bizde neredeyse hiç yazılmadı.
Bu dünyadaki yaşamında da Kakınç gerçekten Çerkes bir kıza âşık ve evli. Kitaptaki öyküde Blena ile Zeynep'in buluştuğu yerler o kadar belirgin ki... Böylece Blena/Ceylan ile Elbruz'un öyküsü daha bir anlam kazanıyor.
Kadim dostum Halit'in yaratıcılığının daha birçok esere imza atacağından hiç kuşkum yok. Ayrıca eminim ki; tarihin siyasetin sosyolojinin etimolojinin metafiziğin New Age'in ve aşkın harmanlandığı yeni bir yazım türünün yerini sağlamlaştıracak...
Roman iki Çerkes gencinin aşkını ele alıyor. Başka kahramanlar figürler de var. Olaylar roman başkahramanı Elbruz'la bağlantılı olarak günümüz ABD Meksika NaziAlmanyası/Avusturya 1860'lı yılların Çerkesya'sı ve 21. yüzyılın İstanbul'unda geçiyor.
Özgür yaşama dileği dışında bir suçları yoktu...
Yıl 1864. Çerkesya ateş içinde her tarafta dumanlar tutuyor. Çerkes direnişi sona ermiş... Rus askerleri Çerkes köylerini bir bir yakıyor önlerine çıkanı ya öldürüyor ya da sürüp Türkiye'ye giden gemilere dolduruyorlar. Halit Kakınç sıradan bilinen olaylara eğilmiyor. İnsanın yüreğini dağlayan ve kimselerin üzerinde durmadığı konuları ele alıyor. Sadece ele almakla da yetinmiyor olayların kökenine iniyor. Nedenleri araştırıyor soruşturuyor ve sorunu böylece açıklığa kavuşturuyor. Tabii bütün bunları roman diliyle ortaya koyuyor ama tarihsel gerçeklere de bağlı kalıyor.
Ata Nirun
Çerkes Soykırımı ile Metafizik içiçe... Gerçek dünya yaşamını aşan zaman ve ölüm barajlarını yok sayan bir aşk hikâyesi...
Cevdet Yıldız