Günümüzün sosyo-kültürel manzarası göz önüne alındığında okumadan daha ziyade bakma seyretme alışkanlığına müptela olmuş okuma özürlü bir topluluk olduğumuz kendisini hemen hissettirecektir.
Diğer ülkelerle kıyaslandığında televizyon izleme dalında bize ait rekorları kırarken gazete tirajlarında basılan kitap sayısında ise matbaa ile yeni tanışmış ülkelerden bile geride yerimizi aldığımız acı bir şekilde otaya çıkacaktır. Her doksan beş kişiye bir kahvehane her altmış beşbin kişiye bir kütüphanenin düştüğü bir ülkede bu zorunluluğun ne kadar öncelikli bir hastalık olduğunu bilmem ki belirtmeye gerek var mı?