Azrail vakit tamam dedi yanıma yaklaşırken.
"Daniel saat doldu. Bana elini ver güzel kız" dedi göz kırparak.
Yavrum başını kaldırıp yüzüme son bir defa baktı öyle bir bakıştı ki içim titredi kızımla göz göze geldik son defa baktı ve başını omzuma yasladı. Gözleri yarı açıktı."
"Uzat bana ellerini güzel kız."
"Uzattım sana ellerimi aşkım sonsuza kadar tut diye."
Daniel "Haydi" dedi göz kırparak.
"Haydi" dedim ellerimi uzatarak.
Kalktım ve o korkunç koridoru koşar adımlarla geçerken bir çığlık duydum sanki. Hemen başımı çevirip o sesin geldiği yöne baktım. Aman Allah'ım! Neler oluyor böyle? Halüsinasyon görüyor olmalıyım. Ateşte yanan bir kadın çığlık atıyordu yandığını görüyordum... Olamaz! Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi küt küt atıyordu yanmakta olan cadı kadın gözlerini dikmiş bana bakıyordu çığlıkların yerini kahkaha sesleri almıştı. Şato kahkaha sesleriyle çınlıyordu.
O güzel baldudaktan verir misin dedi sırıtarak sadece bir öpücük mü dedim gülerek haydi dedi göz kırparak hadi dedim gel işareti yaparak. Beni kucağına alıp usulca yatağa yatırdı olmaz demedim çünkü bende çok istiyordum. Yavaş yavaş elbisemi soymaya başladı. Sonra ateşli dudaklarımız birleşti. Şimdi çıplak vücudumuz yanıyordu sanki.
Bu romanı yazarken çok duygulandım üzüldüm ve korktum siz de okurken benim gibi hissedeceksiniz.
(FATOŞ) HATİCE ERMAN