"Şey... Şey... Sizi gördüğüm andan başlayarak sizden başka bir şeyi düşünemez oldum... Beni... Beni etkilediniz..." Sessizlik. Bir genç kızla ilanıaşk makamında gönül dilinde hiç konuşmamıştım. Nasıl ve gerçekte neler konuşulur onu da bilmiyordum. Roman diyalogları belleğimde yok değildi ama gerçek için çok uçuk gibi geliyordu bana. "Sizi anlıyorum ne diyebilirim ki zaman..." Gülüyordu ama her tarafıyla. Gülüşü biraz daha parlaklık kazanmıştı. Fethin gururu! Salakça bir şeyler daha geveledim. Allah'ın cezası sözcükler istediğim sözcükler ortalıkta görünmüyorlardı. Sanki belleğimden uçup gitmişlerdi. Saklanmışlardı.
Zaman diyordu Orkide! Ve ben onu anlamıyordum. Güzelliğine yaraşır bir kibarlıkla beni reddediyordu. Ama gururumun gölgelediği aklım çok farklı değerlendiriyordu bu zaman yanıtını. Hiç olmayacak bir olasılıkla algılıyordu. Ablacık içeri girdiğinde söylenecek bir şey kalmamıştı artık. Parlak tiratlarımın ardından bir ilk ve son aşk seferim karaya oturmuştu. Ona ulaşmak için nereye çevirdiysem bakışlarımı dudaklarına yapışmış mutelası zamanla yalan palavraya savurup durdu. Ustaca engellemekle kalmadı beni derin derin düşündürtecek bol malzeme de sundu...