İslam dünyasında Müslümanlar arası anlaşmazlıkları uzlaştırma ve İslam medeniyetini yeniden canlandırma çabalarının filizlendiği bir dönemde karşımıza çıkan en büyük engelin genellikle dini ve siyasi ihtilaflar olduğu bilinmektedir. Bu ihtilafları giderilme-dikçe arzulanan hedeflere ulaşılması bir hayal olmaktan öteye geçemeyecektir.
Asırlardır neden olduğu acıların ümmetin hafızasındaki tazeliğini hâlâ koruduğunu düşündüğümüzde ihtilafın zihinlerimizdeki yeri hiç de iyi değildir.
Alvani ihtilafın İslam'ın ilk dönemlerinde nasıl algılandığını ve toplumdaki yansımalarını değerlendirerek ihtilafın bizatihi kötü olmadığını ancak alçak gönüllülük samimi düşünce ve ciddi çalışma esasına dayanması gerektiği mesajını veriyor. Olumlu yönlerine ışık tutuyor ve ilk Müslüman nesillerin ihtilafı ümmete bereket ve canlılık getirmekte nasıl kullandıklarını gösteriyor. İslam medeniyetinin ihyası için Müslümanların ihti-lafta uzlaşma becerisini ve ahlakını yeniden öğrenmeleri ve ayrılıkçı sorunlarla başa çıkmada daha yetkin hale gelmeleri gerektiğini savunuyor.