"Bütün çağdaş ideolojilerin ortak özelliği "değişim"i maksadı olsa da olmasa da en büyük erdem kabul etmeleridir. Edebî hakikat insanı aşan değer gibi kavramlara ise "çağdışı" gözü ile bakılmaktadır. Bugün Gerçek'e "asla bilinemeyecek bir sır" gözü ile bakmak modadır. Onun için de insanların şartlara uymaları ahlâkve hakikat standartlarını duruma göre yeniden belirlemeleri zorunlu kabul edilmektedir. İşte bu durum bizim bugün içinde bulunduğumuz ahlâkî ve ruhî kargayaşa yol açmıştır.
Müslüman için Kur'an ve Sünnet'deki ceza hukuku yedinci yüzyıla ait bugün için modası geçmiş zâlim ve vahşi şeriat değildir. Tersine müslüman için bu çağdaş hapishanelerin getirdiği had safhada psikolojik ve ahlâki çöküntü ile kıyaslanırsa çok daha insancadır."