1978 öncesi ve sonrası Türkiye'nin en buhranlı günleriydi. Bu eserde o günlerin yaşam fırtınasını içinde taşıyan devrin binlerce mağdurundan birinin hayat hikayesi anlatılmaktadır.
O günlerde tüten her ocakta yanan yüreklerin acısı göklere yükseliyordu. Her evde ya baba ya çocuk ya da aile efradından bir başkası zarar görmüştü. Ya ölmüşler ya öldürülmüşler ya da eğitiminde mahrum bırakılmışlardı. Hayali suçlamalarla insanlar genç yaşta cezaevlerine kapatılmıştı. Mahalleler ideolojik sınırlarla birbirinden ayrılmıştı. Okullar eğitim yuvası olmaktan çıkmış örgütlerin kampları haline gelmişti.
Böyle bir dönemde okuma aşkıyla yanan bir insanın romanlaştırılması gerçeğe uygun; ama hayali bir hayat hikayesidir. Eserin amacı o günkü sosyal sorunları gözler önüne sererek geçmişten ders alınmasını sağlamaktır.