Adının hecesinde adımlarken aşkı
Bir varmış bir yokmuş masallarından aşırdım yokluğu.
Var olmanın adıyla
"İncire ve zeytine ant olsun ki"
Namahrem kaldım "Aşk'a".
Anladım! Aşk bana haram lokma...
Müphem sevdaların koynunda
Harcanmış gençliğimi aşkın yaşamsallığında tükettim
Bir ölüm sonrası mahşer nakaratında söylenir türküm
Ödenir hesap nasıl olsa
Vasiyetimdir;
Kulağıma ezanla okunan adımı
Son salada sus cümle âleme...
Bir Cuma mübarekliğinde
Cami avlusunda musallaya yatırıldığında ruhum
Saf tutsun bütün sevdalılar
Mecnun'lar ve Ferhat'lar etsin son duamı
"Merhumu nasıl bilirdiniz" diye sorulduğunda
"Biz onu aşktan bilirdik iyi ölürdü" desinler
Ve geriye
Yüzümde cellâdıma son gülümseyişim kalsın...