Yolsuzluk gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere günümüzde ülkelerin çoğunda görülebilen evrensel bir problemdir. Ancak yolsuzluğun gelişmiş ülkelere oranla gelişmekte olan ülkelerde daha fazla görüldüğü kolaylıkla söylenebilir.
Ülkemizde kamu yönetimi alanında görülen yolsuzlukların önemli bir kısmı kamu ihalelerinde görülmektedir. Bazı kişiler kamu ihalelerinde hukuk dışı yöntemlere başvurarak haksız kazanç elde etmenin yollarını aramaktadırlar.
Herkes kamu ihalelerine katılarak idare ile sözleşme yapma ve bundan kazanç elde etme hakkına sahiptir. İhaleye katılma hakkı rekabet eşitlik ve tarafsızlık ilkeleriyle yakın ilişki içerisindedir. İdare ayrımcılık yapmadan ihaleye katılmak isteyen herkese bu fırsatı vermek durumundadır. Ancak birçok durumda ihalelerde serbest rekabet ortamı sağlanamamaktadır. Bazen ihale sürecinde görevli kişiler görevlerini kötüye kullanmakta bazen de ihaleye katılan kişiler rekabeti bozucu davranışlarda bulunmaktadırlar. İhale düzenini bozan bu kişilere birtakım yaptırımlar uygulanmaktadır.
İhale düzenini bozan kişilere uygulanan yaptırımlardan biri de ihalelere katılma yasağıdır. İhalelere katılma yasağı doğrudan kanunla düzenlenebileceği gibi idari kararla ya da yargı kararıyla da verilebilir. Bu bağlamda Türk kanun koyucusu ihaleyi yapan idarede görevli kişilerin ve bunların bazı hısımlarının ihalelere katılmasını doğrudan kanunla yasaklamıştır. Ayrıca ihalelerde serbest rekabet ortamını bozan fiil veya davranışlarda bulunanların idari kararla veya yargı kararıyla ihalelere katılmaktan yasaklanmasını öngörmüştür.
Türk İdare Hukuku öğretisinde kamu ihaleleri konusunun yeterince incelendiğini ve tartışıldığını söylemek mümkün değildir. Son dönemde bu alanda birkaç yüksek lisans ve doktora çalışması yapılmıştır. Fakat ihale hukukunun her bir konusu hâlâ teori ve uygulama açısından birlikte ele alınıp detaylı olarak incelenmeyi beklemektedir. Henüz yeterince incelenmemiş ihale hukuku konulardan biri de kamu ihalelerine katılma yasağı konusudur.
Bu çalışmada kamu ihalelerine katılma yasağı konusu incelenmiştir. Çalışmada konu sadece teorik boyutta ele alınmayıp Anayasa Mahkemesi Danıştay ve Yargıtay başta olmak üzere yargı kararları çerçevesinde uygulamaya da yer verilerek zenginleştirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kitabın son bölümünde doğrudan kamu ihalelerine katılma yasağına ilişkin yargı kararları ve Kamu İhale Kurulu kararları metin olarak verilmiştir. Bu haliyle kitap akademik çalışma yapanların yanında uygulayıcıların da yararlanabileceği bir eser niteliğindedir.