Elinizdeki bu çalışma yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Çalışmada bilgi edinme hakkının temel bir insan hakkı olması ve bunun sınırları üzerinde durulmaktadır. Bu bakımdan bilgi edinme hakkının mutlak bir hak olmadığı belirtilmek suretiyle bu hakkın sınırlarının demokratik ilkeler bakımından uygun bir şekilde çizilmesi gerektiği dile getirilmektedir. Buna göre bilgi edinme hakkının sınırları geniş bir kapsamda ele alınmaktadır. Bu sınırlar arasında yer alan milli güvenlik ve devlet sırrı gibi konuların özellikle demokratik devletler bakımından oldukça önemli oldukları görülmektedir. Bu nedenle ülkemizde de bilgi edinme hakkı ve demokrasi arasındaki ilişki bakımından bu tür çalışmaların yapılması faydalı olacaktır. Öte yandan gelişmiş demokratik ülkelerin çoğunun anayasalarında yer alan bilgi edinme hakkının gerçekleştirilebilmesi bu hakkın sınırlarının demokratik ilkelere uygun bir şekilde çizilmesini gerektirmektedir. Bu nedenle hazırlanan çalışmanın söz konusu sınırların belirlenmesinde yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu anlamda konuyla ilgili olarak hazırlanacak yasal düzenlemeler bakımından da çalışmadan faydalanılması söz konusu olabilecektir. Ayrıca çalışmada uygulamada ortaya çıkan sorunlara yer verilmiş olması da sorunların çözümü bakımından olumlu bir katkı sağlayabilir. Çalışmanın birinci bölümünde konuya ilişkin genel kavramlar açıklanarak Türkiye'de bilgi edinme hakkı ve bu hakkın tarihsel gelişimine ilişkin genel bilgilere yer verilmiştir. Yine bu bölümde bilgi edinme hakkı kavramı bilgi edinme hakkının kapsamı bilgi edinme hakkının diğer insan hakları ile ilişkisi bilgi edinme değerlendirme kurulu ve kurul kararlarının niteliği hakkında bilgilere yer verilmektedir. İkinci bölümdeyse Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'na göre bilgi edinme hakkının sınırları tek tek ele alınmaktadır. Bilgi edinme sağlıklı toplumların ortaya çıkmasında çok önemli bir role sahiptir. Gelişmiş toplumların geldikleri seviyede bilgi toplumuna ulaşılması önemli bir etkendir. Bu nedenle bilgi toplumunun tesisi her şeyden önce bilgiye ulaşma kanallarının açık olmasını gerektirmektedir. Bununla birlikte bilgi kanallarının sonuna kadar sınırsızca açık olması söz konusu olmamaktadır. Bu noktada bilgiye erişim sağlanacağı ve bilgiye erişimin mümkün olmadığı noktaların tespitinde toplumun yararına olacak en üst seviyenin belirlenmesi gerekecektir. Bu nedenle hazırlanan çalışmanın doğrudan bu noktaların tespitine yönelmiş olması konu hakkında önemli bir katkı sağlayabilecektir. Çalışmanın tüm hukuk camiasına faydalı olmasını temenni ediyorum.