2005 yılında klasik ceza adaleti sistemimizde uzlaşma kurumu ve benzeri kurumlarla birlikte temel bir takım değişimler yaşanmıştır. Uzlaşma kurumu klasik cezalandırıcı adalet alışkanlıklarının değişmesini gerektiren ve bu adalet sistemi ile dokuları fazla uyuşmayan bir kurum olması nedenleriyle uygulayıcılar tarafından kabul görmemiştir. Oysa kurumun uygulayıcılar tarafından kabul görmesi halinde uzun vadede tıkanan ceza sistemimiz rahatlayacak soruşturma aşamasında uzlaşmaya harcanan emek ile cezai uyuşmazlığın kovuşturma aşamasına taşınmaması ve hatta hukuk mahkemelerinin suçtan kaynaklı tazminata ilişkin davalara daha az mesai harcaması sağlanacaktır. Uzlaşma ile birlikte uyuşmazlığın tarafları arasında bir barış ortamı da sağlanacaktır. Bu sayede suç mağdurunun suç nedeniyle duyduğu elem ve kaygı hafifletilecektir. Klasik adalet sistemi ile sanığa gösterilen ilgi mağdura kanalize edilecek pasif durumdaki mağdur bu sistem ile muhakemenin önemli bir parçası haline gelecektir.
Bu çalışma ile kuruma etkinlik ve işlerlik kazandırılması ve uygulayıcılara yol gösterilmesi amaçlanmıştır. Kitabımızın ikinci basısında ise Adalet Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu'nun hâkim ve Cumhuriyet savcılarına yönelik ortak projesi ile düzenlenen toplantılarda dile getirilen uygulamadaki bir takım sorunlara çözüm bulmaya çalışılmıştır. Ayrıca ilk basıda birbirine benzer içtihatlar elenmek suretiyle kitabımızın sadeleştirilmesi sağlanmıştır. Diğer taraftan Yargıtay'ın uzlaşma ile ilgili vermiş olduğu son tarihli kararları ile konu zenginliği sağlanmaya çalışılarak farklı bir persfektif yakalanmaya çalışılmıştır.