Toplumları ve toplumların meydana getirdiği tüm sosyal ögeleri zaman ve mekânın sınırları içinde "tanımanın" ön koşulu anlamın nesnesi kılınan unsurlara kendi bütünlüğü dâhilinde doğrudan ulaşabilmektir. Özelde Türkiye'yi ve genelde uluslararası gündemi bir sosyolojik gerçeklik olarak meşgul etmeye devam eden Alevilik-Bektâşîlik olgusu tarihsel arka planı olan ve değişim-dönüşüm ekseninde ele alınırken çeşitli imkân ve zorlukları beraberinde taşıyan bir olgudur. Bu çalışmada Aleviliğin yaşadığı dinî ve kültürel dönüşüm 14. yüzyılla başlayan ve 16. yüzyılın sonuna kadar ulaşan bir tarihî kesit içinde Şeyh Sâfî Buyruklarını merkeze alan bir çerçeveyle sözlü kültürden yazılı kültüre geçişin sosyokültürel ve sosyopolitik verileri ışığında incelenmektedir.