"Her şeyimiz bir parça eksikti belki. Bir tek dostluğun boşluğunu hissetmiyorduk."
Fatih Kaynak usta olmaya aday genç bir yazar. İlk romanı ilk yarı: 10-0'da kendi biyografisi var. Kendi hayatından yola çıkarak hayatlarımızı sorguluyor kitap boyunca. Küçücük dünyalarımızın içine sıkışıp kalmış umutlarımızı özlemlerimizi aşklarımızı... Çocukluğumuzun soluk yüzlü aynalarını akseden masum yüzümüzü...
"Yani acı çekmeyi göze almak gerekiyordu. Bir fahişenin öfke dolu kararlılığıyla acı çekmeyi göze alıp hayatın altına umarsızca yatmak gerekiyordu." diyor Fatih ayaklarımızın dibinden akıp giden nehirleri hatırlatırcasına. Kararsızlığımızın umutsuzluğa umutsuzluğumuzun gözyaşına dönüştüğü; gri bir kasvetin hayatlarımızın ortasına kurulduğu o okul duvarlarının kışkırtıcı kemirgenliği omuz başımıza yaslanan sevgililerimizden daha yakın olduğu o öldürücü anın romanı ilk yarı: 10-0
Kamuoyu onu Atatürk düşmanı bir meczup olarak tanıdı. "Uzun saçlı Anarşist meczup."
İşte o günlerin gazetelerinin yazdığı şekliyle "uzun saçlı Atatürk düşmanı" bu meczubun günlerin köpüğüne bir çocuk dokunuşu olarak armağanı bu kitap.