Güvenlik kavramı genellikle 'tehdit odaklı' ve 'risk odaklı' olarak iki farklı perspektiften ele alınmakta ve analiz edilmektedir. Risk odaklı güvenlik yaklaşımında sahip olunan değerlerin korunması esas alınmakta ve bu değerlerin tespit edilerek korunması hedeflenmektedir.
Değerleri koruyarak terörle mücadele edebilme de teröre bulaşan/bulaşma potansiyeline sahip kişi ya da grupları cezalandırma odaklı değil yaşatma (topluma kazanma) odaklı strateji üretmeyi esas alır. Bu da terörle mücadele sürecindeki tüm rol ve sorumlulukları sadece kolluk birimlerine havale etmediğini toplumun bütün kesimlerine paylaştırdığını göstermektedir. Terörle mücadelede bütüncül yaklaşım olarak da nitelendirilen bu yaklaşıma göre güvenlik kavramı geniş çerçeveden ele alınmakta (sadece polisiye anlayış ile sınırlı tutulmamakta) ve tek aktör olarak sadece güvenlik birimleri görülmemektedir.
Ayrıca bütüncül yaklaşım çerçevesinde ele alınan terörle mücadele çalışmaları da ilgi ve sorumluluk alanını sadece suçun oluşumu ile sınırlandırmamakta suçun oluşumuna neden olan etmenleri toplumsal sorunlar ile birlikte daha geniş şekilde değerlendirmektedir. Yani buradaki temel amaç toplumsal huzuru tesis etme adına suçun önlenebilmesi suçtan doğacak mağduriyetlerin ve insanları suça yönelten etmenlerin minimize edilebilmesidir.