Bir yazarın kitap okuması meşakkatli iş; herhangi bir okuyucu değilsiniz okuduğunuz yazarın dili üslûbu zekası ön plana geçiyor.
Eskiden elime aldığım kitabı bitirmem gerektiğini düşünürdüm. Sıkıldığım kitapları sonuna kadar okumak zorunda olmadığımı geç fark ettim.
"Hangi kitapları okuyorsunuz?" diye sorulduğunda;
"Kitapları karıştırıyorum ders gibi çalışmıyorum" demiş Montaigne.
Tiyatroya her gün birden fazla dosya geliyor genç yazarlardan. Okumamı eleştirilerimi belirtmemi talepkar. Yazar dilini iyi bilmiyorsa kullanamıyorsa anlatısının bir özgünlüğü yoksa okuyasım geçiyor. Kiminin üçüncü sayfasında kimisinin beşinci sayfasında sıkılarak kapatıyorum dosyayı. Son yıllarda tiyatro müdüriyetine gelen bu dosyaların bana iletilmemesini ağaçlarımızı korumak adına arka sayfalarının müsvedde kâğıdı olarak kullanılmasını söyledim.
Bu tavrımı bildiği için biraz çekinerek uzattı dosyasını Elif Durdu. Çok kısa bir sürede okudum Dük Kıyamet'i. Roman kahramanlarının bireysel anlatımlarıyla kurgulu dili dilimizin bir zenginliği olan Osmanlıcayı başarıyla kullanması ve romanın içinde ironik yazar olarak epik gezintisi farklı bir roman çıkarıyor karşımıza.
Bu farklılık onun başka yelkenlilere binerek yeni yazılara seyr-ü sefer eyleyeceğini gösteriyor.