Sus... Sus ve dinle. Zamanlarda dalgalanan devinim. Sen kalem sen fırça. Yazdık çizdik suskunluklara tutsak. Çizgilerin ve renklerin esaretinde sözcüklerle bezenmiş bir kurguda yaşam bulduk yeniden.
Doğa canlılar en ince ayrıntıları ile aydınlandı; altın oranca benliğimizde. Sarmal döngüler döndü; durdu çaresiz. Daha derine daha derine... Sığındık suskunluk limanlarına.
Matematik resim ve felsefeyi aynı potada erittik; yüzyıllara yayılan derin bir perspektif içinde. Ve çalakalem kullandığımız sıfır rakamının gizemine dair bir not düştük romanımıza. Hayretle 800 yıllık bir yolculuğa tanıklık ederken.
Suskunluklarda konuşmayı bilen yüreğimiz; hiçlikle buluştu son durak. Sıfır ve sonsuzluk aynı potada zamanlara iz bırakan nice soluklarla...
Solukların sesleri ile...