Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i Orta Anadolu'dan 864 rakımlı tepeye çıkaran faktörler kişiliği yaşam biçim hep merak edildi kimliği hakkında çok şeyler söylendi.
Sezer açıklamıyor gösteriyor. Eylemleriyle kazanıyor. Seveni de sevmeyeni de anlıyor Sezer'i.
"Binbir entrikanın geçtiği saray" olarak nitelendirilen Çankaya Köşkü'nde "Devlet rutin dışına çıkabilir" diyen devlet adamlarından sonra Sezer'in varlığı demokratik hukuk devleti açısından bir güvence sayılmalı. Kişisel hataları paylaşmadığımız görüşleri mutlaka vardır bu doğaldır da; ama bir şey daha var: Sezer'in yüzü halka dönük. Bu özelliği onu ne derin güç merkezlerinin ne küçük bir iş adamı grubunun ne de ayrıcalıklı zümrelerin değil bütün Türkiye'nin Cumhurbaşkanı yapıyor.
Sezer'in cumhurbaşkanlığı olağanüstü süreçten geçen Türkiye'den ekonominin siyasetin basının hukukun demokrasinin bilimin normale dönmesi gerektiğini dayatıyor.
Cumhurbaşkanı Sezer de siyasetçi kumpaslarının çıkar gruplarının sahte aydınların cahil yığınların yarattığı illüzyon içinde yükselen sahte değerlere yenik düşerek yalnızlaşmaz soylu düşünceleri ayağa kaldırmak yolunda bir kıvılcım çakabilirse; Çankaya Köşkü'nün kalın duvarları arasında yalnızlık hissetmeyecek gözleri açık veda etmeyecek yaşama.
Umulur ki Sezer de yeni bir "umut işkencesi" olmasın.