3 Temmuz 2011'de başlayan ve "Şike Davası" olarak anılan dava Türkiye'nin üzerinde en çok konuştuğu davalardan biri oldu. Bir yönüyle milyonlarca insanın tutkusu olan futbol söz konusu olduğundan bir yönüyle işin içinde politik bir hesaplaşmanın yattığı düşüncesi yaygın olarak dillendirildiğinden... Başka birçok takım yönetici ve futbolcuyla birlikte bilhassa "Fenerbahçe Cumhuriyeti" mensuplarının ve kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın yargılamada öne çıkması davanın büyük ilgiyle takip edilmesine de yol açtı.
Kenan Başaran Arkadan Müdahale'de başından beri yakından izlediği "Şike Davası" sürecini tüm boyutlarıyla aktarıyor: İddianame yargılama süreci sanık ve tanıkların davranışları "kriz yönetilirken" Futbol Federasyonu içinde yaşananlar ceza yargısı-spor yargısı arasındaki ilişki taraftarların tavırları medyanın olayları yansıtırken aldığı pozisyonlar... Sadece duruşma salonlarında doğrudan tanık olduklarını aktarmıyor Başaran mahkeme tutanaklarını da titizlikle inceleyerek olan bitenin arka planını netleştirmeye çalışıyor.
Arkadan Müdahale herhangi bir tarafı tutmadan "şikeye bulaşmış oyunun" ne kadar tatsız olduğunun büyük bir resmini çiziyor. Maçların takım elbiseliler değil futbolcular arasında oynanması gerektiğine inanan saha dışından herhangi bir müdahale olmadığında futbolun güzel bir oyun olduğunu düşünenler için...