1800'lerden başlayarak çöküşü önlemek için yapılan çalışmalar; Batılı manada okulların açılması yurt dışına öğrenciler gönderilmesi yabancı öğretmenler getirilmesi gibi gelişmeler bunlardan etkilenenler Fransız İhtilali'nin düşüncelerini benimsemelerine ve ülkenin kurtuluşu için diğer alanların yanında yönetimsel olarak da değişiklikler gerektiğine inanmalarına yol açmıştır. Bu yönde yapılan mücadeleler kimi zaman da saltanat ile aydınlar arasında büyük mücadelelere neden olmuştur.
Saltanat ile aydınlar arasındaki bu mücadelede saltanata karşı başarılar kazanılmış olsa bile halkta demokrasi bilinci gelişmediği için uygulamalar parti diktatörlüğü ya da kişisel diktatörlükler şeklinde devam etmiştir.
Azınlıklar arasındaki milliyetçilik düşüncesinin daha da gelişmesine neden olan bu gelişmeler karşısına önce Osmanlıcılık sonra da İslamcılık akımları ile çıkılmaya çalışılmış ancak başarılı olunamamıştır.
Mütareke döneminde ise giderek İstanbul aleyhine gelişen iki başlı bir yönetim deneyimi yaşanmıştır. Bu dönemde İstanbulda Padişah-Halife tekrar güçlenirken Anadolu'da ilk sinyali Amasya Genelgesinde verilmiş olan milli egemenlik ilkesi uygulamaya konulmuş ve Meclis ülkenin geleceğini eline almıştır.