"... Kadının dudakları etli burnu erik tanesi iriliğinde gözlerine ürkek bir ceylanın bakışları sinmiş kasvetli... Kaşları yeni alınmış belli. Pardösüsünün altında ışılayan beyaz gömleğinin düğmeleri arasından taşan göğüsleri iri çizgileri yuvarlak... Her an kavranmaya hazır belli. Kalçaları diri; bir kısrağın dizginlenemeyen vahşi çizgilerine sahip belli... Koyu siyah saçları kuzey rüzgârları gibi sert güçlü... Köşe başındaki "Kuaför Necla"dan çıkmış belli.
Narçiçekli Kadın öyküsü şiirsel bir anlatıma sahip... Günlük hayatta büyük kentlerde sıklıkla karşımıza çıkan bir dramı konu ediniyor. Yoksulluğun yarattığı ahlaki yozlaşma içerisinde; kadın olarak yaşamanın zorluklarını gözler önüne seriyor. Cinselliği bir kazanç kapısı olarak içine sindiremeyen genç bir kadının çaresizliğini umutsuzluğunu; ama en nihayetinde onurlu duruşunu dile getiriyor.
Yazar öykülerinde; yaşamın sağından solundan ötesinden berisinden fışkıran sancılı olayların olguların; insana dair olan kısımlarının altını çizerek okuyucuya gümüş işlemeli bir tepsi de sunuyor. Okuyucuyu öykülerin içine çekerek; onları adeta birer öykü kahramanlarına dönüştürüyor.