Kuşkusuz ki sömürgeci bir gücün bir ülkeyi işgal etmesi için o ülkeye topla tüfekle girmesi yetmez! Çünkü askeri güçle işgalden sonra işgal edilen halkın öfkesi bilenir ve bir bağımsızlık mücadelesi baş gösterir. Ancak emperyalist güç hedefindeki ülkeyi kültürel işgal bombardımanına tutarsa ve bu işgal politikasını sürdürürse o ülkeyi topla tüfekle işgal etmesine gerek kalmaz. Çünkü hedef ülke insanları zaten sömürgeci güce 'kalben' bağlılık gösterir her şeyi ile biat eder. Bu nedenle özellikle Batılı ülkeler; üniversiteler sivil toplum örgütleri çevre ve insan hakları toplulukları ya da yardım kuruluşları yoluyla hedef ülkelerin insanlarını devşirme derdindedir. Seçilen sözcük ise daima 'demokrasi'dir! Kültürel saldırılar da 'demokrasi' kılıfına sokulmuştur bölücü politikalar da... Hatta 'ulusal değerler'den söz edenler 'faşist' damgası yer! Her türlü aykırılığı ise 'baş tacı' ederler...
"Banu Avar'la Konuşma: Kültürel Soykırım" kitabı da Ömür Kurt'un Banu Avar'la söyleşisinin yanı sıra küresel çapta yürütülen kültürel soykırım ve tek tipleştirme çalışmalarını farklı örneklerle ele alıyor.
Bu kitapta 'Batılılaşma' adına Türk toplumuna dayatılan taklitçiliği ve gelinen noktayı 'Ne yapmalı?'sorusunun yanıtını da bularak okuyacaksınız...