Dreyfus Meselesi
"Bana gelince; itiraf edeyim ki benim görevim ilk önce insanca dayanışmanın acıma ve sevginin gerektirdiği bir görev olmuştur. Bir masum işkencelerin en korkuncunu çekiyordu. Bu yüzdendir ki sadece bu masumu acıdan kurtarmak için savaş açtım. Tek amacım işkenceye son vermek ölüme bırakılmış olan insanın gün ışığına kavuşması için taşı kaldırmak mazlumun yaralarını saracak olan ailesine geri verilmesini sağlamak oldu. Mazlumun Yahudi Katolik yada Müslüman olması benim için hiçbir şeyi değiştirmez. Felakete uğrayan bir insanın yardımına koşuyordum.Önceleri masum bir insanı zincir altında tutan vicdansızca atıldığı çukurda gözler önünde can çekişmesine yol açan cinayetin büyüklüğünü bilmiyordum. Bununla birlikte henüz geç değildir. Bir akşam aile lambasının altında aile ocağının huzuru içinde baba çocuklarını alıp dizlerine oturtacak ve onlara acıklı öyküyü baştan sona dek anlatacaktır. Babaları derin saygı ve sevgiye yaraşır bir insandır. Onunla gurur duyacaklardır. Günün birinde herkesin laneti karşısında masumun oğlunun ya da kızının değil cellat çocuklarının yüzleri kızaracaktır." Madame Dreyfus'a yazdığı mektupta Emile Zola duygularını böyle ifade etmektedir.
Elinizdeki kitap Rothschild ailesini Fransa'dan kovmak amacıyla başlayan olayların ardından meydana gelen bir insanlık dramının çarpıcı hikayesini anlatmaktadır. Olayın Kahramanları Alfred Dreyfus Georges Picquart Du Paty de Clam Edouard Drumont Walsin Esterhazy Hubert Henry ve Emile Zola'dır.