"Şarkı nereden geliyorsun?" "Bahardan geliyorum menekşelerden. Ve görevim bir gül görürsem şairimin selamını söylemek. Fakat yazı ormanın kırlarında daldağım hülyalarla geçirdim ve şimdi görevimi artık yerine getiremneyeceğim için üzgünüm. Zira şu son güller öyle saklı ve solgun ki onları selamlamadan yanlarından geçip gidiyorum ve son anda onları fark edip geri döndüğümde solmuş gitmiş oluyorlar. Ve bir gülü daha uzaktan selamlayacak olsam görüyorum ki o bir gül değilmiş renkli başka kokmayan bir şeymiş. Ama şimdi acele etmeliyim - orada çitin yanında -" ve gitti ona şairinin zaten farklı bir şey beklemediğini söylemeden. Zira o kaderimizin karşılaştığımız gülü selamlamamak oldağunu eğer bir şeyi selamlarsak da bunun bir gül olmadığını bilir.