"Son bir ders daha aldım Lisa'dan: Aşk insana sanılanın tam tersine gerçeği öğretirmiş. Lisa'ya 'kimsenin kimse için söylemediği şeyler söylemeye' söz vermem bu nedenledir."
Dinle Lisa bir hasret romanı. Toprağından çocukluğundan gençliğinden yetişkinliğinden geleceğinden kovulmuşların iç dünyasında hayat buluyor. Dinle Lisa elbette bir umut romanı aynı zamanda... Toplumsal ve bireysel hayatın insanı mahkûm ettiği esaretten kurtulma imkânının olmadığı anlarda hiç umulmayan dahası beklenmeyen yerlerden filiz veren hiçbir öngörüye plana sığmayan umutların dillendiricisi oluyor. Hasret ve umuttan doğan bir aşk da taçlandırıyor Dinle Lisa'yı... Bir armağan gibi yaşanan paketinin kurdelelerini acı kırmızı avuçlarımıza bırakan bir aşk.
İsyan kabulleniş öfke çaresizlik direnme çözülme ancak birbirinin halkasında gerçekliğini kazanabiliyor. Dinle Lisa sorulmayan soruların niçin sorulmadığına da bakan baktıkça büyüyen bir göze dönüşerek Türkiye gerçeklerinin çok parçalı aynasına ışık oluyor; gözlerimizin önüne gerilen perdeyi yırtıyor... Nice acının içinden geçen bir şefkatle.