Postyapısalcılık insanlar arasındaki bireysel ve kültürel ilişkileri kavrayış biçimimizde çarpıcı değişiklikler yaratan bir metodoloji olarak görüldü. Bu kavramın öncelikle yapısalcılıkla arasındaki düşünsel ve organik ilişkiyi tanımlayan bu çalışma edebiyattan plastik sanatlara sinemadan popüler kültüre dek farklı alanlardaki postyapısalcı unsurlara dair önemli bir başlangıç metni. Barthes Foucault Lacan gibi başlıca düşünürleri ve savlarını merkezine alan bu analiz Saussure'den bu yana gösteren ve gösterilen arasındaki ilişki üzerine inşa edilmiş geniş bir literatürü tarıyor. Sözcüklerin yarattığı bir dünyadaki hakikat arayışına ışık tutarken hakikati var eden simgesel evreni metinlerarası bir bağlam ve perspektif bütünlüğü içinde irdeliyor