Uzun zamandan beri gerek sosyoloji literatüründe ve gerekse diğer kültür ve davranış bilimlerinde hatta bu bilimin dallarının birer uygulama alanı olarak ortaya çıkan çok sayıdaki etkinliklerde toplumsal kurum kavramından söz edildiğine tanık oluyoruz. Daha da ileri giderek söyleyebiliriz ki söz konusu bu bilgi bilim ve uygulama alanlarında anahtar sözcüklerinden biri olarak kullanılan kurum kavramı bilimsel içerik bakımından tam anlamıyla standart bir sözcük olamamıştır. Fakat bu konuda ciddi ve etkili çabaların özellikle de sosyoloji biliminde kurumlar sosyolojisi ana bilim dalı başlığı altında yoğunlaşan çalışmaların bulunduğunu belirtmeliyiz. Bu bağlamda toplumsal kurumlar üzerinde gerek Türkiye'de ve gerekse yabancı ülkelerde bir yandan bilimsel araştırmalar ve incelemeler sürdürülürken diğer yandan da bu konu sosyoloji bölümlerinde çok önemli bir sosyoloji disiplini olarak öğretim programlarında yer almaktadır. Ancak tüm bu olumlu çabalara karşın toplumsal kurum kavramının ve buna bağlı olarak da kurumlar sosyolojisinin çok büyük bir mesafe kat ettiği söylenemez.
Türkiye'de çeşitli çevrelerce sıklıkla kullanılan toplumsal kurum kavramına sosyoloji biliminin sağladığı olanaklar yanında bireysel deneyimler de (uzun zaman bu konuyu ders olarak okutan bir öğretim üyesinin deneyimleri de) eklenerek konuya ilgin duyanların yararlanabileceği bir metin oluşturulmuştur.
Kısaca söylemek gerekirse bu kitabın temel amacı yıllardır toplumumuzun çeşitli kesim alanlarında eksikliği hissedilen özellikle de sosyoloji çalışmalarında belirgin bir boşluk olarak görülen sosyoloji alanına az da olsa katkıda bulunmak ve kurumsal - kavramsal çerçevede bir referans kaynağı oluşturmaktır. Bu anlayış içerisinde bu bilimsel alanda insani bilimlerde öğrenim gören üniversite öğrencilerine bilgi sunarak yararlı olmak ayrıca bu alanda çalışan bilim adamlarının dikkatlerini bu noktaya çekmek ve diğer okuyucuları özellikle de toplum mühendisliği yapanları ve siyasetçileri düşünmeye teşvik etmek eserin yazarı ve yayınevi tarafından önemli bir görev olarak algılanmıştır.