Kürdistan'ın ve Kürd ulusunun siyasal statüsü sorunu Yakın Doğu'nun en önemli sorunudur.
Kürdistan'ın Kürt ulusunun; beş parçaya bölünmesi parçalanması ve paylaşılması sürekli kendini üreten derinleştiren bir olgudur.
20. yüzyıl boyunca dayanışma ve ittifak dâhilinde dünyada anti-Kürd uluslararası nizam oluşturulmuş Kürd ulusunun varlığı inkâr edilmiştir.
Gelinen aşamada Kürd Sorunu'nu; "etnisite sorunu" "azınlık sorunu" "Türkiye'de Kürdlerin bireysel haklarını elde edeceği demokrasi sorunu!" vs. şeklinde tanımlamak yanlıştır. Somut olgu ile uyuşmayan bu yanlış tanımlama çözüm sorununa da doğru yaklaşımı sağlıklı önermeleri yapmayı engellemektedir.
Kürdistan Sorunu bir ulus ve ülkenin soykırım hedefinden çıkarılması sömürge konumundan kurtarılması parçalanmışlığının telafi edilerek dünya milletlerinin yaşadığı eşit koşullara erişmesi özgürleşmesi sorunudur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin devamı Kuvva-i Milliye Teşkilatı'nın takipçisi Kemalist hareket ve resmi ideolojinin halklara dayattığı "yok sayma ve yok etme" politikası; 20. yüzyıl boyunca devam etmiştir. Ancak 21. yüzyılda bu politikayı sürdürmek mümkün görülmemektedir. Bunda Kürdlerin mücadelesi dış faktörlerin Kürd mücadelesine sağladığı olanaklar Yakın Doğu'daki devletlerin kendi aralarındaki ittifaklarının gevşemesi değişmesi çekişmesi çatışması ve ilişkilerinin soğumasının sağladığı avantajlar Kürdlerin var olan durumu aynı şekilde devam ettirmeye razı gelmemesi dünyada kazandığı meşruiyet koşulları Kürdlerin lehine çevirmiştir.
Bu konuların tartışıldığı 'Devletlerarası Sömürge Kürdistan' kitabı 1990 yıllında yayınlandı. Büyük ilgi gördü. Tartışmalarda yeniden göz önünde bulundurmak önemlidir.