Geçen yüzyılın ilk çeyreğindeki savaşlardan yoksul ve yoksun çıktı ülkemiz. Halkın tamamı aç çıplak ve yoksuldu. Ve aç doymak çıplak örtünmek toplum kalkınma istiyordu. Bütün bu istekleri karşılamak da "milletin efendisi" köylüye düşüyordu.
Savaşların nadasa terk ettiği toprağın yaraları sarılacak bataklıklar işlenerek bitek kılınacak tükenen hayvanların yerine insanların gücü konacak boşa akan su kullanılarak ürün derlenecek yokluk-yoksulluk tarihin çöplüğüne atılarak ileri toplumlar düzeyine erişilecekti.
Son Seçim köy ve köylülüğün sarmalında içten içe gelişen inanç güven ve duygu selinin dirence dönüşünün demokrasi hevesinin çıkara dönüşümünün ve bütün olumsuzluklara karşın umudu besleyecek insanların da varlığının öyküsüdür.
Son Seçim'i okurken toplumsal üretimi kendi çıkarına dönüştürmek isteyen demokrasi sahtekârlarının dalaverelerini insan emeğiyle ona sahip çıkmanın bilincini bireyin kitleleşme çabasını yaşamın anlamı ve ölümün değerini soluk soluğa izleyeceksiniz.