Sovyetler Birliği dağıldığında Sovyet sonrası ülkelere ilişkin yeni bir yaklaşımın geliştirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmış Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine yönelik analizlerde genç cumhuriyetlerin küresel ekonomiye uyum sorumluluklarının ve büyük enerji oyunundaki yerlerinin belirleyici olduğu diplomasi ağırlıklı değerlendirmeler merkezi bir yer edinmiştir. Buna karşılık 1991 sonrasında yaşanan süreç bu ülkelerin kendilerine özgü koşullar çerçevesinde bir kurumsallaşma sürecine girdiklerini göstermektedir. Dolayısıyla Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine yönelik bir analiz çerçevesi oluşturulurken ülkelerin sahip bulunduğu iç dinamiklerin göz önünde bulundurulması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çalışma bu noktadan hareketle Azerbaycan'da siyasal sistemin ve dış politikanın nasıl bir etkileşim içinde şekillendiğini belirlemek amacıyla kaleme alınmıştır. Azerbaycan sahip olduğu arka plan uluslaşma süreci kurumsal deneyimi hatta ekonomik yapı açısından Sovyet sonrası ülkelerle ilgili olarak yapılan hiçbir genellemeye uymamaktadır. Zengin tarihsel tecrübesinin yanı sıra ülkenin sosyal ve ekonomik dinamikleri gibi faktörler göz önüne alındığında Azerbaycan'da siyasal hayatın nasıl olup da otoriter bir değişim içerisinde bulunduğu sorusu bu noktada önem kazanmaktadır. Bu sorunun cevabını ülkedeki siyasal sistemin birbirlerini besleyen paradoksal faktörlerin etkisi altında şekillenmekte olduğu gerçeğinde aramak gerekmektedir. Azerbaycan Paradoksu: Azerbaycan'ın iç ve Dış Politikası kitabı Sovyet sonrası dünyada siyasal rejimlerin nasıl bir değişim geçirdiği konusunda yapılan tartışmaları okuyucuya sunmak bu çerçevede Azerbaycan'da siyasal sistemin gelişimini incelemek ve yine bu ülke örneğinde siyasal sistem dış politika ilişkisini açıklamak suretiyle karşılaştırmalı siyaset ve uluslararası ilişkiler alanında çalışan uzmanlar ve konu ile ilgilenenler için yol gösterici bir çalışmadır.