...Bu üç ay boyunca durumuma üzülen çalışanlarım en akla gelmeyecek tavsiyelerde bulunuyor hepsi hastalığıma başka bir tanı koyuyordu. Şoförüm küçük muskalar yerleştirmişti apartmanın girişinden terasa kadar. Sujata değişik okunmuş tütsüler getirerek beni hasta eden "kötü ruhları" kovmaya çalışıyordu her gün. Tütsülerden nefret ederken alışıp sevmeye başlamaktan korkuyordum! Bahçıvanım ise tapınağından kumkum (tapınaklarda dua ettikten sonra alına sürülen okunmuş koyu kırmızı karışım) getirmişti alnıma sürmek için.
"Madam bunu sürecek ve görecek. Yarın hiçbir şeyi kalmayacak! Bu çıkınca bir daha sürecek!"
"Yes Madam?"
"Yes Madam!"
"Tike?"(tamam mı?)
"Tike!"
Bu arada konu komşu ve tüm civar çalışanları durumumu öğrenmiş ve herkes bana selamlarını gönderiyormuş. Kimisi içime şeytan kaçtığını kimisi de büyücüye gitmem gerektiğini düşünüyormuş...