Ey birazdan bu sıkıcı sayfayı geçip içeriye zıplamak isteyen sevgili okur
Yaşam birçok uzlaşmaz görünen unsuru içinde tutan bir yapı. İçinde aklın sınırlarını ne denli zorlarsak zorlayalım eninde sonunda güzel ya da çirkin belirli bir dairenin içinde yer aldığımızı fark ediyoruz. Sen de şu an yaşamdan geliyorsun ve bu kitaba hazırlanmaya çalışıyorsun. Yok hayır "edebiyat yaşama çok benzer" gibi bir cümleyi sizlerle paylaşma saflığına düşmeyeceğim. Ama edebiyat biraz yaşama benzer. Bunu söylerken yaşamda ve edebiyatta yeni bir şeyi bulduğumuzu düşündüğümüzde bunun bir tasarımın ve onun gerçekleştirilmiş halinin yüzyıllar önceki bir örneğiyle karşılaşmamız an meselesidir. Hayır bunu üzülmemiz için söylemiyorum ve asıl söylemek istediğim de bu değil. Neymiş efendim "Şekspır işlenebilecek her temayı işlemiş yazın alanında." Bunu herkes biliyor ve ben başka bir şey anlatmaya çalışıyorum. Her ne yaparsak yapalım kendimizi gerçekleştiriyoruz ve yerin yedi kat altından kurtardığımız ağacın köklerine gökyüzünde kurduğumuz salıncakla kendimizi gerçekleştirmiş burada olmanın keyfini sürüyoruz. Biçim ve içerik sorunu değil derdimiz burada tabi ki. İşte efendim edebiyat metinleri "aşk heyecanı" ve "yaşam/ölüm dürtüsü" ile yazılır. Çok satanı da böyledir özel olanı da. Yani öncelikle yazında kendi yolunu arayanlar olarak biz de o duvarı geçemedik. Oradayız. Epey tehlike atlattık buraya gelirken. Önce kendimizle kavga edip sürece dâhil olmaya karar verdik. Sonra birbirimizle kavgalar ettik. Bilinir; edebiyat oyun alanı ama egoların ölümcül gölgelerinin gezindiği bir alan. Bilinir bu ve oldukça doğal bir gelişme. Benzer oluşumları sadece "içindekiler" bölümü değil onu gerçekleştiren kişiler de bitirebilir. Bu kitabın oluşumuna bu yüzden ikinciyi katkıyı bu ekipten ayrılanlar yaptı ayrılarak. Onları anlıyor ve bu tercihlerinden ötürü onlara teşekkür ediyoruz. Biz yazarları olarak da az çok bu kitaba katkıda bulunduğumuzu söyleyebiliriz. Editörünün de kesinlikle kitaba katkıda bulunduğu söylenebilir -ona da teşekkürler.- Bunu sen söyleyeceksin. İşte yani sevgili okur kendisini ve üslubunu arayan belki de onu bulmuş- bu genç yazarlarla karşılaşacak kişi olarak esas bu kitabı gerçekleştirecek olan sensin ne diye yalan söyleyeyim şimdi. Kitap senindir.
Sedat Demir