Avrasya'nın kalbinde tarihi deniz ve kara ticaret yolları üzerinde bulunan yer altı ve üstü kaynakları sahip olduğu Türk ve Müslüman kimliğinin sağladığı ekonomik ve siyasi güç nedeni ile emperyalist ülkelerin hedefi durumunda olan Türkiye ve Türk Dünyası değişen dünya şartlarında stratejilerini yenilemekte geç kalmıştır.
Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyasında güvenliğini ve dış politikasını NATO ve ABD'ye bağlayan Türkiye "yeni dünya düzen"inde yeni siyasi kadrolar elinde Osmanlı'dan devraldığı etki sahalarından ve Türk Dünyası'ndan vazgeçerek Orta Doğu'da NATO ve ABD'nin jandarması rolünü kabul etmiştir.
Türkiye geleceği için büyümek-büyük düşünmek mecburiyetindedir. Statik ulusal ve uluslararası politikalar en büyük tehlikedir. Geleceğimizi şekillendirecek dinamizmin temel kaynağı ise milli ideallerimizdir. Bu açıdan "Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi"ni yaşatmak ve yeni yorumlarla desteklemek temel görevimizdir.
İnadına Türk
İnadına Müslüman
İnadına insan
Yeni dünya düzeni imiş (?).....
Alayına isyan!..