Türkiye 2014 yılında on ikinci cumhurbaşkanını seçecek. Bu seçimi diğerlerinden farklı kılan ilk kez bir cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilecek olması. Meşruiyetini doğrudan halktan alan cumhurbaşkanı ve başbakanın yetki çatışmasına girmesi adı ister başkanlık olsun veya olmasın sistem tartışmalarını beraberinde getirecek. Buna; çözüm süreci Anayasa çalışmaları yerel seçimler ve Suriye'de yaşanan iç savaş eklendiğinde bizi 2014 yılında zirvesi dumanlı bir Türkiye tablosu bekliyor.
Her cumhurbaşkanı seçiminin yeni bir krize neden olduğunu bize öğreten demokrasi tecrübemiz 2023 hedefinde ilerleyen Türkiye'nin kritik eşik 2014'ü nasıl atlatacağıyla ilgili birçok ipucunu içinde barındırıyor. Yazdığı eserlerle gündeme damga vuran Şamil Tayyar Meşrutiyet'in ilanından bugüne anayasal rejimde yaşanan kırılma noktalarını tespit ederek siyasi irade ile derin devletin son kozunu paylaşacağı bu kritik evrede "Beşinci Darbe"yi kimin yapacağı sorusuna cevap arıyor.
Açılım sürecinin önündeki en büyük engel ne?
Uludere bir tuzak mıydı?
Genelkurmay hangi belgeyi neden sakladı?
Başbakan Genelkurmay Başkanı ve muhalefet liderleri tehdit altında mı?
Önümüzdeki günlerde Reyhanlı benzeri kitlesel kaos planlarıyla karşılaşabilir miyiz?
Şike sürecinde nerede hata yapıldı?
Darbe ürünü olan parlamenter sistemin ayakta kalması mümkün mü?
Turgut Özal öldürüldü mü?
Doğrudan halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı fiilen yürütmenin başı olacağından başbakanın yeni konumu ne olacak?
Türkiye; Suriye ve Irak'la birleşecek mi?
Hükümetin yeni bir coğrafya tasavvuru var mı?
Hükümet AB hedefinden vaz geçti mi?
Yeni parlamentoda başörtülü milletvekili olacak mı?