Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde bir dağ köyünde yoksul bir nine yaşarmış. Bu kadıncağızın yetişkin bir oğlu varmış. Adı Can Ali'ymiş başının kelliğinden ötürü Keloğlan derlermiş ona.
Keloğlan sabahları erkenden kalkar baltasını kapar ipini beline dolar dağa gidermiş. Sonra da kestiği odunları kasabaya götürüp satarmış. Eşeği olmadığı için odunları sırtında taşırmış. Bir oduncunun eşeğinin olması gerekir. Gel gör ellerine geçen parayla karınlarını zor doyururlarmış ana oğul.