"Güzellik" duygusunun sınıfsal içeriğinden yola çıkan seksen altı yıllık dev çınar altı yıllık çalışmasının ürünü olan bu eserine bir soruyla başlıyor.
Daidalos yontuculuğu bulan Kekrops soyundan kral ailesinden gelen Atinalı mimar- neyi arıyor ve neyi buluyor? Yanıtı yazar veriyor:
"Nesnenin özünü ortaya çıkaran biçimi. Yani "güzel"i. Bizde bu kavramın çekiciliğine kapılmadan onu arayacağız. Çünkü her güzellik günaha çağrıdır. Bu günaha beni çağıran "güzel"i hangi dolambaçta bulacağımı bildiğimi sanıyorum. Hiçbir canavarı öldürme gereksinimi duymadan "güzele" varacağız."
Kitabı okuduğunuzda Vecihi Timuroğlu'nun ulaştığı "güzel"i siz de göreceksiniz. Özellikle günümüzde yaşanan "çirkinlikler" karşısında...
Vecihi Timuroğlu'nun önemli boşluğu dolduran bu başucu kitabı satır aralarında eski Yunan'dan günümüze dek estetiğin devrimci değişimini özgürlüğün sanatsal yaratışın kaynağı olduğunu Marks'ın Hegel'den farklı olan değişim ve dönüşümü sağlayan diyalektik anlayışını dile getirirken; düşüncenin işleyişi açısından özgür çalışmayı ve bağımsız görüş bildirmeyi esas almış biçim üzerine yoğunlaşmış ve güzellik kavramının özünü sığlaştırmamıştır.
Kitabın önemli bir noktası da yazarın sanatçının toplumsal sorumluluğuna özellikle dikkat çekmesidir. Bilhassa günümüzde ülkemizde yaşanan olaylar karşısında sanatçının "örgütlenmesi" bilinçlenmesi ve tepki göstermesi çok önem taşımaktadır. Bu açıdan baktığımızda da yazar okuyucuya ışık tutacaktır.